Kaynak ve doğal mineralli suyun tanımı, sudaki minerallerin faydalarını daha iyi anlamamızı sağlamaktadır.
İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelikte bulunan tanıma göre, kaynak suları; jeolojik koşulları uygun jeolojik birimlerin içinde doğal olarak oluşan, bir veya daha fazla çıkış noktasından yer yüzüne kendiliğinden çıkan veya teknik usullerle çıkartılan ve bu yönetmelikte izin verilenler dışında her hangi bir işleme tabi tutulmaksızın Ek-1` deki nitelikleri taşıyan, etiketleme gerekliliklerini karşılayan ve satış amacı ile ambalajlanarak piyasaya arz edilen yer altı sularıdır.
Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmeliğe göre, doğal mineralli su: Yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde uygun jeolojik şartlarda doğal olarak oluşan, bir veya daha fazla kaynaktan yeryüzüne kendiliğinden veya teknik usullerle çıkartılan, mineral içeriği, kalıntı elementleri ve diğer bileşenleri ile tanımlanan, her türlü kirlenme risklerine karşı korunmuş bu Yönetmeliğin 5 inci, 6 ncı ve 7 nci maddelerinde belirtilen özellikleri haiz olan ve 8 inci madde gereği onaylanan yeraltı sularıdır.
Vücudun kendi kendine oluşturamadığı inorganik maddeler olan mineraller, vitaminlerin vücutça en fazla ihtiyaç duyulan bölgelere etkin bir şekilde ulaşmalarını sağlarlar. Dolayısıyla insan vücudunun en az vitaminler kadar minerallere de ihtiyacı vardır. Su ise en doğal mineral kaynağıdır.
Yaşam kaynağı olan suyun içerisinde hayati önemi bulunan birçok mineral bulunur. Özellikle sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfat gibi vücudumuz için hayati önemi olan mineraller suda doğal olarak bulunmaktadır.
Yaşam kaynağı olan suyun içerisinde hayati önemi bulunan birçok mineral bulunur. Özellikle sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfat gibi vücudumuz için hayati önemi olan mineraller suda doğal olarak bulunmaktadır.
Sudaki minerallerin bazıları ve vücuttaki işlevlerini kısaca özetleyecek olursak;
Sudaki kalsiyum: Kasların kasılıp gevşemesinde, kemik ve iskelet sağlığında, dişlerin oluşumunda önemli rol oynar. Kalsiyum ihtiyacı karşılanmazsa kemiklerde depolanmış kalsiyum kullanılmaya başlar ki bu durum zamanla kemik dokusunun zayıflamasına neden olur. Bu durum uzun süre devam ederse osteoporoz da denilen kemik erimesi riski artar. Kalsiyum tüm kasların kasılmasında rol oynayan kilit bir mineraldir. Kalsiyum eksikliğinde kas seğirmeleri, kasılma sorununa bağlı hareket güçlüğü gibi sorunlar görülebilir.
Sudaki magnezyum: Vücudun yaşam için enerji üretmesi gerekir. Bunun için metabolizmanın birçok kimyasal olayı gerçekleştirebilmesi gerekmektedir. Bu olayların tümünde magnezyumun kilit rolü bulunur. Kısaca magnezyum olmadan vücutta enerji üretimi mümkün değildir. Magnezyum, birçok enzimin yapısında bulunarak enerji üretimi, sindirim ve emilim gibi hayati olaylarda görev alır. Kalsiyum nasıl kas kasılmasında görevli ise magnezyum da kasların gevşemesinden sorumludur. Günlük hareketlerimiz kaslarımızın düzenli kasılıp gevşemesi ile mümkündür.
Sudaki potasyum: Potasyum, vücuttaki sodyum ile işbirliği yaparak vücudun su ve elektrolit dengesini sağlar. Kalp ritminin düzenlenmesini sağlayarak hayati bir rol üstlenir. Ayrıca potasyum tansiyonun dengelenmesinde hatta yüksek olan tansiyonun düşürülmesinde etkilidir. Aktivite sonrası kasların toparlanması, kasılıp gevşemelerin ritminin düzenlenmesi yine potasyum yardımıyla gerçekleşir.
Sudaki florür: Kemik ve diş sağlığında faydalı etkilere sahiptir. Ancak suda yüksek oranda bulunması istenmez. Yüksek florlu sular (Litrede 1 miligram`dan fazlası yüksek florlu sudur) florizis hastalığına sebep olabilir.
Sudaki sodyum: Vücuttaki su ve elektrolit dengesinin sağlanmasında görevli en önemli mineraldir. Hücrelerden kana ya da kandan hücrelere madde geçişi sodyum sayesinde düzenlenmektedir. Özellikle yaz aylarında terleme ile vücuttan sodyum kaybı olmaktadır. Çok fazla sodyum atılırsa tansiyon düşüklüğü ve buna bağlı bayılmalar, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler görülebilir. Sodyum başta tuz olmak üzere hemen her besinde bulunur. Fazla sodyum alımı da; ödeme, tansiyonun yükselmesine ve böbreklerde fonksiyon bozukluğuna yol açabilir. Günlük 2-3 gram sodyum ihtiyacımız vardır. Su, çok az miktardaki sodyum içeriğiyle sodyum alımına çok fazla bir katkı yapmamakta ancak su ve elektrolit dengesinin sağlanmasında önemli rol oynamaktadır.